Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Filistin Sorunu İçin Birlik Olmalıyız
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin meselesine ilişkin, “Eğer bir araya gelerek böylesine haklı bir konuyu onurlu ve güçlü bir şekilde savunamazsak, bunun yeterliliğini ortaya koyamazsak, bugün bu kriz Filistinlileri de etkileyecektir. yarın başka bir Müslüman ülke bulacak.” söz konusu.
Fidan, Ürdün’ün başkenti Amman’da Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ayman el-Safedi ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Dışişleri Bakanı olarak ilk kez Amman’ı ziyaret ettiğini belirten Fidan, Safadi ile görüşmesinde hem bölge hem de ikili ilişkiler açısından çok önemli konuları ele aldıklarını söyledi.
Fidan, Ürdün’ün istikrarlı siyasi ve ekonomik yapısıyla Ortadoğu jeopolitiğinde her zaman dikkate alınması gereken bir ülke olduğunu vurgulayarak, Ürdün’ün bölgenin güvenlik ve barışına katkılarına her zaman ihtiyaç duyulan bir aktör olduğunu belirtti. .
Bölgedeki krizlerin hem Türkiye’yi hem de Ürdün’ü çok yakından ilgilendirdiğine işaret eden Fidan, Türkiye olarak Ürdün’le düzenli istişarelere büyük önem verdiklerini ifade etti.
Bugünkü toplantıda Filistin’deki gelişmeler başta olmak üzere bölgesel konuları etraflıca ele alma fırsatı bulduklarını belirten Fidan, “Maalesef İsrail’in Gazze’deki gelişigüzel saldırıları halen devam ediyor. Bu katliamın bir an önce durdurulması ve Gazze’ye uygulanan hukuk dışı eylemlerin bir an önce durdurulması gerekiyor. durdurulmalı.” Ablukanın kaldırılması gerekiyor.” dedi.
Gelişmeleri hem ikili hem de çok taraflı platformlarda birlikte aktif olarak tartıştıklarını kaydeden Fidan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Ortak Zirvesi’nde alınan kararları takip ettiklerini söyledi.
Zirveye atanan Fidan, Safadi ve diğer meslektaşları ile çok önemli temasları olduğunu hatırlayarak, İslam dünyasının ve uluslararası toplumun ortak beklentisi olarak Gazze’de derhal kalıcı ateşkes ihtiyacını her zaman vurguladıklarını belirtti.
Bu girişimlerin somut sonuçları olduğuna işaret eden Fidan, dünyanın çoğunluğunun yaşanan insanlık dramı karşısında alarma geçtiğini ve girişimlerinin uluslararası kamuoyunun bu noktaya gelmesine katkı sağladığına inandığını kaydetti.
Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’ye yaptığı başvuruyu memnuniyetle karşılıyoruz
Fidan, Güney Afrika’nın İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) yaptığı başvuruyu memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, yalnızca İsrail’in güvenliğinden bahseden, Filistinlilerin karşılaştığı güvenlik tehdidini görmezden gelen bir anlayışın bölgeye barış değil savaş getirdiğini vurguladı.
UAD’nin saldırıları durdurma yönündeki geçici tedbir kararının kalıcı ateşkes için fırsat yaratmasını umduklarını belirten Fidan, Mescid-i Aksa’nın kutsallığını ve tarihi statüsünü korumanın tüm Müslümanların kırmızı çizgisi olduğunun altını çizdi.
Fidan, Ürdün’ün Kudüs’teki kutsal mekanların koruyucusu ve korunması rolünü büyük önemsediklerini belirtti. “Filistin meselesine adil bir çözüm bulunmadan bölgemizde kalıcı barış ve istikrarın tesis edilmesi mümkün görünmüyor. Bu konuda herkesin sorumluluk üstlendiği somut adımların atılması gerekiyor.” İfadelerini kullandı.
Çözümün ancak 1967 yılı sonu esas alınarak başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen, coğrafi bütünlüğü olan bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olabileceğini vurgulayan Fidan, “Filistinlilerin Gazze’den sürülmesine tamamen karşıyız. Bunları üçüncü ülkelere gönderiyoruz. Türkiye, nihai barışa yönelik tüm girişimleri desteklemeye devam ediyor.” olacaktır.” dedi.
Fidan, bölgede daha fazla sorun ve çatışmaya gerek olmadığını, ne yazık ki Gazze’deki savaşın bölgesel gerilimi artırdığına dikkat çekti; Gerginliğin Lübnan, Suriye, Irak, Yemen, Basra Körfezi ve Kızıldeniz’e yansıdığını gördüklerini kaydetti.
Toplantıda Suriye konusu da ele alındı
Safadi ile bugünkü görüşmede bölgesel konuları da ele aldıklarını belirten Fidan, Ürdünlü mevkidaşı ile Gazze ve Filistin sorununun yanı sıra Suriye sorununu da görüştüklerini belirtti.
Fidan, hem Ürdün’ün hem de Türkiye’nin Suriye’de önemli tehditlere ve çıkarlara sahip olduğuna dikkat çekerek, her iki ülkenin de Suriye’deki iç savaştan büyük ölçüde etkilendiğini ifade etti.
Mülteci ve güvenlik meselesinin uzun yıllardan beri devam ettiğini kaydeden Fidan, iki komşu ülkenin bu sorunları çözmek için neler yapabileceğini ve bu sorun etrafında bağlantılarını nasıl devam ettirebileceklerini detaylı olarak görüştüklerini belirtti.
Fidan, bölgesel gelişmelerin yanı sıra ikili ilişkileri de ele aldıklarını, özellikle ekonomi, ticaret, yatırım, eğitim, kültür ve turizm gibi alanlarda işbirliğinin oldukça yeterli düzeyde olduğunu belirtti.
Küresel ve bölgesel krizlerin Türkiye ile Ürdün arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri etkilemediğini kaydeden Fidan, geçen yıl iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1 milyar doları aştığını, bu yıl da olumlu bir trendin gözlemlendiğini söyledi.
Fidan, Ürdün’ün son yıllarda modernleşme alanında attığı adımları takdirle takip ettiklerini, Türkiye-Ürdün Karma Ekonomik Komisyonu’nun ilk toplantısını önümüzdeki dönemde yapmayı planladıklarını belirterek, Türkiye’nin bu işbirliğini daha da güçlendirme iradesini dile getirdi. Ürdün ile her boyutta mevcut işbirliği.
“Önemli olan bölge ülkeleri olarak nasıl bir birlik geliştirdiğimizdir.”
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Fidan, bu tür krizlerin her zaman var olacağını belirterek, “Önemli olan biz bölge ülkeleri olarak, Müslümanlar olarak bu sorunların çözümünde nasıl bir beceri sergiliyoruz, nasıl bir birlik içerisindeyiz” dedi. Gelişiyor muyuz, ne kadar problem çözme becerimiz var, bunlara biraz odaklanmamız lazım.” .” ifadelerini kullandı.
Fidan, özellikle bu son kriz vesilesiyle ortaya konan iş birliği modelinin çok verimli sonuçlar doğurduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Katliamın durdurulması, Filistin sorununun çözülmesi, Filistinlilerin hak ettiği devlet, egemenlik ve güvenliğe kavuşması için her türlü diplomatik girişimi ortaya koyuyoruz. Konu doğası gereği güç kullanımıyla ilgilidir. Dolayısıyla, buradaki diplomasinin kapsamı biraz sınırlı olabilir.”
Fidan, bölge ülkeleri ve Müslümanların bir araya gelmesiyle bu konuda oyunun kurallarını son derece değiştirecek adımların atılmasının mümkün olabileceğini vurguladı.
“Filistin meselesi, hem uluslararası hukuk açısından hem de ahlaki normlar açısından doğru tarafta olduğumuz bir konudur. Eğer bir araya gelip böylesine haklı bir meseleyi onurlu ve güçlü bir şekilde savunamazsak, gerekli hassasiyeti gösteremezsek, Bu yeterli olursa, bugün bu kriz Filistinlilerin başına gelecektir.” “Yarın başka bir Müslüman ülke bulacak.” Fidan, bu haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı mümkün olduğu kadar sesin yükseltilmesi ve gerekli çabanın gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Fidan, “Bu mekanizmayı uyguladığımızda hiçbir gücün bizi bölgede istikrarsızlığa sürükleyemeyeceğini burada vurguluyorum.” Filistin sorununda gösterilen çabanın çok pahalı olduğunun altını çizdi.
(Bitti)